Öncü bir kaç firmanın ürünleri dışında IP kameralar aktif olarak 4-5 yıldır son kullanıcıya ciddi bir alternatif olarak sunulmaya başladı. Pazar payını giderek büyüttü ve büyütmeye devam ediyor.
Bu geçen süreyi kozasındaki bir ipek böceğine benzetmekteyim. IP tabanlı kameraların asıl varoluş amaçları, gerek kullandıkları teknoloji ve protokoller ile gerekse görüntünün işlenmesinin uçta başlaması, hem esneklik hem de daha fazla process (işlem) gücü sağlayabilmesi ve bunun asıl kullanımlarını biz daha yeni yeni tecrübe etmeye başladık gibi.
Bu noktada kendi evrimi ve bu emekleme sürecinin geleceği nokta, analitik anlamda kazandıkları ve merkez üzerinden kontrol ile kazanacağı ”akıllı” özelliklerdir.
Saklama kapasitesinde getirdiği teknoloji ile birlikte gelen avantajlar ( H.265 ,H.265+ , Region Of Interest, I-Frame Seçimi), uygulamadaki esnek yapı, altyapısal avantajları, elektriksel avantajları sadece teknoloji geçişinin sağladığı dolaylı faydalar gibi. Yani asıl varacağımız nokta burası değil bunlar sadece yan etkilerdir.
İnanıyorum ki önümüzdeki süreçte son 1-2 yılda hayatımızda daha çok beliren akıllı analiz, analitik değerlendirme, smart özellikler, yazılımsal tabanda özellikle çok daha fazla, spesifik sektörlerde, daha farklı çözümler ve uygulamalar doğuracak.
Velhasıl-ı kelam aslında ipek böceği kabuğundan yeni çıktı, uçmayı yeni öğreniyor ve bugüne kadar
”Analog tabanlı sistemler neyinize yetmiyor ne farkı var?” deyip kendini geliştirmeyenler, matbaanın çıktığı zamanlarda ne gerek var diyenler gibi çağın gerisinde kalıp kaybolacaklar.
Bence hala kendimizi geliştirmek için iş işten geçmiş değil. Sektör çok çok farklı bir yere gidiyor ve bunu görüp ona göre pozisyon alabilenler, kuvvetlenerek büyüyeceklerinin kanaatindeyim .
Bunun için kendini geliştirme, eğitimler ve sektörü takip etmek anahtar kelimelerdir.
Tabi ki bunlar benim naçizane görüşlerimdir.
Saygılar.
Mehmet Aydöner