Sektörde geçirdiğimiz 19 yıl içinde güvenlik ve yangın sektörlerinde gözle görünür gelişmeler ve radikal değişimler yaşandı. Ürünlerde, ürünlerin pazar paylarında, kullanım oranlarında, kullanıldığı alanlarda gelişmeler yaşanırken; sektördeki firmalarda, firma kalitesinde ve sayısında da radikal değişimler yaşandı. Özetle tarif edecek olursak, sektör büyüdü firma sayısı arttı ve ürünler teknolojik olarak gelişti.
İnsanın, geçmişten bugüne, gıda ve barınma ihtiyacından sonraki en temel dürtüsünün güvenlik üzerine olduğu hepimizin bildiği bir konudur. Güvenlik tedbirlerindeki gelişmeler de, periyodik olarak yaşanan olaylara paralel gelişim gösteriyor. Hangi alanda bir güvenlik eksiği oluşursa o alanda sistemler gelişiyor veya mevcut ürünler o alanda daha çok kullanılmaya başlanıyor. Güvenlik ürünlerinin ne alanda ne yoğunlukta kullanıldığını şöyle bir hafızalarımızdan geçirirsek de hepimiz aşağı yukarı bir tarihsel çizelge çıkartabiliriz.
Son yıllarda sektörümüzünde yaşanan gelişmeler, yeni bir alanın kapılarını bizlere aralıyor: “üretim ve sanayi”. Nesnelerin kendi arasında iletişim kurması (IoT) ile birlikte başladığı kabul edilen ve “Endüstri 4.0” diye tanımlanan bu dönemde, aşağı yukarı tüm teknolojiler bir arada üretimi geliştirmek ve basitleştirmek amaçlı kullanılıyor. İşte bu noktada güvenlik ürünleri de yeni bir alanda yerini bulmaya başladı.
Güvenlik sistemleri üretim ve sanayide bugüne kadar tesisin güvenliği amaçlı kullanılıyordu. Güvenlik sağlanırken aynı zamanda içeride bulunan kameralar ile personelin de iş verimliliği takip ediliyordu. Ancak yeni sanayi devrimi dönemi yani Endüstri 4.0 ile birlikte, artık üretim süreçlerinde güvenlik sistemlerinin bir bölümü kullanılmaya başlandı. Büyük üreticilerin “Machine Vision” diye adlandırdıkları endüstriyel makinelerin ve üretim süreçlerinin takibine yönelik kamera ve sistemler daha çok yaygınlaşacak gibi.
Sektörümüz teknolojinin hızına bağlı olarak birkaç senede bir radikal değişikliklere uğruyor. Her yazımda ve sohbetimde özellikle belirtiyorum. Her ne kadar ürünlerin teknik özelliklerini sektörde yıllarını geçirmiş kişiler kadar bilemiyor olsak da, mesleğimiz gereği, işimize olan hâkimiyetimiz sektörün hangi yönde hareket ettiğini de görebilme yeteneğini bize kazandırıyor. Elbette bu tecrübe, oturarak elde ettiğimiz bir kabiliyet değil, işimizi iyi şekilde yapıp merakla yenilikleri öğrenmemiz sonucunda elde edildi.
Elbette ki üretim alanında kullanılan güvenlik ürünleri sektörün çok büyük bir parçasını oluşturmayacak. Hatta sektörün genel hacmi içinde önemsenmeyecek oranlara sahip de olabilir. Ancak, bu tür gelişmeler, kendisini belli alanda geliştirerek, söz sahibi firmalar arasında yer almak isteyen girişimci firmalar açısından çok önemli fırsatlar oluşturuyor.
Sektör tam bir yumurta-tavuk tarifine uygun bir şekilde kendi içinde yeni alanlar oluşturuyor ve bu alanlardan da yeni alanlar ortaya çıkıyor.
Feridun Bayram